Yemen Notları (2)
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 06 Ocak 2019
Cuma
Eski çarşıda, yüz senelik olduğunu tahmin ettiğim, üzerinde kobalt mavisi ve altın yaldızlı süsler bulunan bir porselen tabak aldım (10 dolar.) Maalesef duvara asılması için bir kenarına küçük bir delik delmişler ve halka geçirmişler. Düşünebiliyor musunuz, Osmanlılar zamanında Yemen’e bir Avrupa tabağı geliyor, kim bilir kaç el değiştirdikten sonra bir Türk tarafından bulunuyor, satın alınıyor ve Türkiye’ye getiriliyor. Eşyaların da acayip maceraları var.
Aceleden dolayı alamadığım şeyler: -Küçük, yeşil, tatlı limon, -Yemen ekmeği. Yemen’in balının meşhur olduğunu söylediler. İstanbul’da ev bal dolu yiyemiyorum, almadım. Çarşıdan geçerken içinde Yemen el sanatları ürünlerini satan dükkânların bulunduğu bir han gördüm. Vakit olmadığı için oraya da giremedim. Yolda, bir sergiden dört çeşit
aldım, 50 gramlık büyük şişeler…
Tıpkı o güzelim ve canım mutfağımızı ihmal edip Amerikan fast-fooduna özenmemiz gibi. Hatırınızda olsun,
Güzel kokular ikiye ayrılıyor, kıymetli ve gerçek olanları tabiî yağlardır, meselâ gülden çıkarılan gül yağı. Bir de fabrikalarda sunî olarak kimyevî usullerle üretilen esanslar var. Gül kokusu veren gül esansı ile gerçek gül yağını birbirine karıştırmamak gerek.
THY’nin Yemen seferlerinin başlaması, her iki ülke için de hayırlı olur inşaallah. İki kardeş ülke arasındaki dostluğun ve münasebetlerin gelişmesi için neler yapılmalıdır? Bu husustaki fikir ve tekliflerimi de madde madde arz edeyim.
(1) Müteşebbis, idealist, zengin, geniş ufuklu Türk sermayedarları Sana’a’da büyük, modern, emsallerinden (benzerlerinden) üstün bir Türk hastanesi açmalıdır.
(2) Böyle bir hastane açılıncaya kadar tedavî maksadıyla Türkiye’ye gelecek Yemenli kardeşlerimiz için hazırlık yapılmalı, en ufak bir mağduriyetlerine bile izin verilmemeli, kendilerine her türlü kolaylık gösterilmelidir.
(3) Sayın Büyükelçimiz
Beyefendi Sana’a üniversitesinde bir
bölümünün açılması için teşebbüse girişmiştir. Kendisini tebrik ediyorum, Dışişleri Bakanlığımızın bu mevzuda en kısa zamanda gerekeni yapmasını ve hükümetimizin bu hayırlı iş için tahsisat ayırmasını bekliyoruz.
(4) Türkiye–Yemen münasebetlerinin gelişmesinde en büyük hizmet Türk tacirlerine, işadamlarına, sanayicilerine düşmektedir. Ticaret sadece ve sadece para kazanmak, kâr etmek değildir. Ticaretin içinde kültür, din, insanlık ve medeniyet hizmetleri de vardır. Yemen kardeş bir ülkedir, yeterli sayıda idealist Türk işadamının oraya yönelmesi gerekmektedir. Bu konuda çalışan İbrahim Akça beyi tebrik ediyorum.(Yemen Türk Ticaret Merkezi. 0332 342 10 50 Konya).
İyi, ahlâklı, faziletli, idealist, geniş ufuklu, fütüvvet ruhuna sahip tacirler ve işadamları bir ülkenin en iyi elçileri ve temsilcileridir. Dünyaya bu açıdan yaklaşmalıyız, bilhassa kardeş İslâm ülkelerine. Sana’a’da eski Türk mahallesini gezdik. Osmanlı valisinin oturduğu konağı gördük, buralardaki binalar şimdi her türlü konforu haiz lüks küçük oteller haline getiriliyor. Restorasyonu yapılan böyle bir binanın bahçesinde incecik, kuşkonmaz gibi yaprakları olan iki büyük ağaç gördüm, karabiber ağaçlarıymış.
Türk mahallesinde, Türk kökenli Yemenlilerle tanıştık. Bunlardan biri başı sarıklı, esmer tenli, yaşlı bir zattı, sülâlesi Adanalıymış. Bir diğeri uzun boylu ve mavi gözlüydü, İzmir kökenliymiş… İkindi ezanı okunmaya başladı, sesin geldiği tarafa doğru yürümeye başladım, bir evin kapısı önünde hayli yaşlı, bastonlu bir ihtiyar gördüm.
diye sordum,
dedi. O da gidecekmiş, koluna girdim, yürümeye başladık.
diye sordu.
dedim.
dedi. Camiye gittim, sünneti kıldım, farzın kılınması hususunda bir hazırlık görmediğim için, vaktin dar olması hasebiyle namazı münferiden kılıp kafilenin olduğu yere döndüm.
Yemen fakir bir ülke, sokaklarda sadaka isteyen çocuklar, kadınlar görülüyor, Allah yardımcıları olsun. İslâm dünyasının servetleri, hattâ bunlardan sadece petrolü bile bütün Müslümanları refah içinde yaşatmaya yeter de artar. Ne çare ki, emperyalist devletler ve onların yardakçıları adaletten yana değiller. Yemen’de otomobiller genellikle dökülüyor. Basra körfezindeki zengin Arap emîrliklerinin eski otomobillerini getiriyorlarmış.
Döneceğimiz gün Büyükelçiliğimizin bahçesinde heyetimize ziyafet verildi. Sefîre hanımefendi, eski bir Osmanlı valisinin, Cumhuriyetin ilk devrinde hizmet görmüş büyük bir bürokratın torunu… Sefaret binamız zevkle döşenmişti, duvarlardan birinde eski gümüş aynalardan müteşekkil bir koleksiyon teşhir ediliyordu. Vitrinlerde harika opalin eşya görünüyordu. Büyükelçiliğin bir salonundaki sehpa üzerinde müzeyyen (süslü) bir albümde Yemen’deki Osmanlı eserlerinin fotoğrafları toplanmıştı.
THY’nin başarılı Genel Müdürü Beyefendiye bu albümden bahsettim ve uygun görülürse, ilâveler yapılarak bunun bastırılmasını teklif ettim, mâkul karşıladılar. Kitap piyasasını dolaşsanız, Yemen’le ilgili çok az Türkçe kitap bulabilirsiniz.
Bu değerli eseri okumanızı tavsiye ediyorum. Tarihçilerimiz, ediplerimiz, entelektüel seyyahlarımız (gezginlerimiz) bu gibi faydalı, kıymetli, kalıcı eserler yazmalıdır.
birkaç yıldan beri Yemen’e turlar tertipliyor. İmkânı müsait olanlar bu turlara katılarak kardeş ülkeyi, elden geldiği kadar gezebilirler, görebilirler. Söylemeye hacet yok, İslâm’da yapılan işler, niyetlere göre değerlendirilir.
Yemen Müslüman ve kardeş bir ülkedir, orada yaşayanlar bizim yakınlarımızdır, ülkelerimiz asırlarca aynı bayrak altında bulunmuşlardır. Onları tanıyalım, hâl ve hatırlarını soralım… Türkiye ile Yemen arasındaki dostluğa ve kardeşliğe gölge düşürmemek için birtakım konuları kurcalamamak gerekir. Bu hususlarda çok dikkatli olunmalıdır.
Biz Türkler, Yemen isyanlarını fazla kurcalamayalım; mâzide olup biten olumsuz hadiseler geride kalmıştır. Onların failleri âdil bir mahkemede hesap vereceklerdir. Biz bugüne ve geleceğe bakalım. İki ülke arasında kaliteli öğrenci mübadelesi yapılmalıdır. Diyelim, Türkiye’den on vasıflı çocuğumuz Yemen’de okumalı, on vasıflı Yemenli çocuk da Türkiye’de… Böyle bir iş devletlerin işi değildir, sivil güçlerin vazifesidir.
Şu anda Yemenle Türkiye arasındaki ticaret son derece azdır, yetersizdir, zayıftır. Ne yapıp yapıp bunun hacmini çoğaltmak için çalışmalıyız. Bizim onlardan alacağımız, onlara satacağımız mallar mutlaka vardır. Malûm çevreler Türkiye’nin devlet, ülke, halk olarak Arap ve İslâm dünyasına yaklaşmasını istemezler. Onların aklı fikri İsrail ile münasebetlerimizin daha sıkı, daha kuvvetli olmasıdır. Ben Müslüman bir Türkiyeli olarak aynı kanaatte değilim. Devletimiz ve hükümetimiz üzerinde büyük baskılar vardır, iş ve vazife, imkânı olan sivil Türkiyelilere düşmektedir.
Yemen’in büyük şehirlerinde Türk lokantaları açılabilir.
adıyla bir dernek kurulur, bu dernek kesinlikle siyasete ve her iki ülkenin rejimlerine karışmaz. Sadece ticarî, sosyal, kültürel, turistik ilişkilerin gelişmesi için çalışır. Türkçe ve Arapça broşürler, bültenler çıkartır. Yemen henüz bozulmamış bir İslâm ülkesidir. Bozulmamış kelime ve kavramını biz Müslüman Türkiyeliler iyi biliriz. Yemen’e seyahat etmek bütçesi müsait olmayanlar için zordur ama kazancı ve varlığı olanlar için bir problem yoktur. Ancak bu gibi seyahatlerin paldır küldür yapılması doğru olmaz. Daha önce Yemen hakkında tarihî, coğrafî, kültürel bilgiler edinilmelidir. Bir de orayı, ehliyetli ve liyakatli rehberler gezdirmelidir.
Eman-Tur’un Yemen gezilerinde
dostumuz bihakkın rehberlik yapmaktadır. Seyahat kültürü diye bir şey vardır. Bazı vatandaşlarımız ve kardeşlerimiz bu sahada pek hazırlıklı ve yetişkin değillerdir. Bir ülkeyi geziyorlar, bir yığın masraf ve zahmet…Orada bir müzeye bile gitmiyorlar. Bu, üzücü ve dehşet verici bir eksikliktir. Seyahatler lüks otellerde tıka basa yemek yemek için yapılmaz… Gezilen ülkelerin millî sanat eserlerinden hatıra olarak saklamak ve teşhir etmek maksadıyla mutlaka alınmalıdır. Ehliyetim yok ama vakit bulsam küçük bir kitapçık yazmak istiyorum:
(THYGenel Müdürü Doç. Dr. Temel Kotil, THY Yönetim Kurulu Başkanvekili
beyefendilere, seyahatimizde bizimle ilgilenen bütün THY mensuplarına, Sana’a büyükelçiliğimizin başta Büyükelçimiz Türel Özkarol beyefendi olmak üzere çalışkan ve vazifeşinas personeline, ilgi ve yardımını gördüğüm herkese teşekkür etmeyi bir borç bilirim.) 11 Şubat 2006