Salı

 

Amerika bizi Irak savaşına sokmaya çalışacaktır. Böyle bir savaş millî menfaatlerimize aykırıdır. Yeni iktidarın bu konuda son derece kararlı ve dikkatli olması gerekir. Amerika çok güçlü bir devlettir ama herhangi bir savaşta fazla sayıda ölü vermeye tahammülü yoktur. Binaenaleyh kendi Coni’lerini öldürtmek yerine taşeron ülkelerin çocuklarını harcatmak siyasetini takip eder.

Türkler Anadolu’da var oldukları bin yıl içinde karşılaşmış oldukları en büyük ve vahim kriz içindedir. Bugünkü siyasî, idarî, iktisadî, mâlî bozukluklar neticedir. Halk, aydınlar, medya bunları görüyor, üzerlerinde duruyor ama bunların sebepleri üzerinde durmuyor; hattâ halk ve üst tabakanın bu sebepler konusunda hemen hemen hiç bilgisi yoktur. Krizi atlatabilmek, Türkiye’yi selâmete çıkartabilmek için büyük krizin sosyal, tarihî, kültürel, antropolojik sebeplerini araştırmak; çok köklü çareler, çözümler bulmak gerekmektedir. Yeni iktidarın bu işi yapmasını ümit ve temenni ederiz.

Üzerinde fazla durulmayan önemli bir mesele de ülkenin, halkın ahlâkî durumudur. Bizde çeşitli sebepler dolayısıyla ahlâk son derece bozulmuştur. Siyasetin, iktisadın, bütün ülke işlerinin ahlâkla yakından ve doğrudan ilgisi vardır. Geçenlerde medyada yayınlanan uluslararası bir araştırma ülkemizin ahlâk ve kokuşma bakımından, dünya ülkelerinin listesinin sonlarında yer aldığını gösteriyordu. En ahlâklı ve faziletli ülke Finlandiya imiş. Notu, 10 üzerinden 9 küsurmuş; biz ise 3 küsur not almışız. Siyasî iktidarın değişmesi ile ahlâk değişmez. Yeni iktidar bu konuda ne yapacaktır?

Yıllar yılı devleti, belediyeleri hortumlayanlardan hesap sorulacak mıdır?

Birtakım bankaların dipleri delinerek, içleri boşaltılarak bu ülke, bu halk, bu devlet 40 milyar dolar zarara sokulmuştur. Yeni iktidar bunun hesabını soracak, hortumlayıcıların yakalarına yapışacak, haram servetlerine el koyacak mıdır?

Birtakım kara güruhların, eşkıyanın, şık ve pahalı giyinen kibar haydutların 200 milyar dolarlık kara parası olduğu rivayet ediliyor. Bu konuda geniş ve ciddî bir tahkikata başlanacak mıdır?

Rüşvet, birtakım ihalelerden yüzde on komisyon almak, resmî ihalelere fesat karıştırarak efsane çapında soygunlar yapmak… gibi yolsuzlukların üzerine gidilebilecek midir?

Bu ülkede sadece bir iktidar yoktur; birkaç çok güçlü iktidar bulunmaktadır. Bunların belki de birincisi tekelleşmiş, kartelleşmiş medyadır. Normal ve dengeli sistemlerde “Dördüncü güç” olan medya bizde azmanlaşarak birinci güç olmuştur. Onu dördüncülüğe indirecek niyeti ve gücü olacak mıdır siyasî iktidarın?

Büyük sermaye, dev holdingler, bankalar da ayrı bir iktidardır. Sistemin çürümesi ve kokuşması yüzünden ranta, repoya, gayr-i meşru kazançlara yönelmişlerdir. Onlar da sağlıklı bir yola sokulabilecek midir?

Çok büyük bir şehrimizin idarî teşkilâtı, biri politikacı, diğeri iş adamı iki güçlü ve karanlık adamın kontrolü altına girmiş bulunuyor. Yeni iktidar bu anormal durumu normale çevirecek güce ve iradeye sahip midir?

Hukuk ve siyasal bilgiler fakültesindeki Amme Hukuku derslerinde okutulmuyor ama ülkemizde “İki devletli” bir sistem vardır. Biri bilinen konvansiyonel devlet, diğeri onun üzerindeki Derin devlet. Yeni iktidar bu konuda ne yapacaktır, ne yapabilecektir?

Son seçimlerde bir kısım Sabataycılar tasfiye oldu, ağır bir hezimete uğradı. Ülkeyi bir çariçe gibi perde ve paravana ardından idare eden yaşlı ve hırslı bir kadın 3 Kasım demokratik devrimiyle tahtından indirildi. Başka ünlü bir Sabataycı oy yerine hava aldı. Ancak bir kısım Sabataycılar yine kazandılar. Bu güne kadar Sabataycıların aşırı gücü ve tesiri devletimizin, ülkemizin, halkımızın menfaatine ve lehine olmamıştır. Yeni iktidar Sabataycıların gücünü kırabilecek midir? Yoksa onlarla anlaşmayı mı tercih edecektir?

Eğitimimizin, üniversitelerimizin durumu çok kötüdür. Vasıflı, güçlü ve iyi nesiller yetiştirmek bakımından uluslararası seviyenin çok altındayız. Eğitim sistemimiz ve üniversitelerimiz millî kimlik ve millî menfaatler için fazla bir gayret göstermiyor, bir ideolojiyi ayakta tutmak için var gücüyle çalışıyor. Yeni iktidar bu hayati konuda ne yapabilecektir?

Ziraatimiz çökmüştür. Ekmeklik buğdayımızın önemli bir kısmını dışarıdan satın alıyoruz. IMF; şeker pancarı ve tütün ziraatimize bile sınırlama getirmiş, ambargo koymuştur. Yemeklik sıvı yağımız ithal edilmektedir. Hayvancılığımız da çökmüş veya çökertilmiştir. Tahribat büyük ve korkunçtur. Bunlar nasıl düzeltilecektir?

Ahlâkın bozulması dolayısıyla bir sürü aç kurt soygun, talan, vurgun, hortumlama, haram pasta yemek için sabırsızlık içinde bekleşmektedir. Bu aç kurtlar sürüsü nasıl engellenecektir?

Bugünkü şartlar altında Türkiye’deki siyasî iktidar ateşten bir gömlektir. Bazı kimselerin bakan olmak, sorumlu makam ve mevkilere geçmek için son derece iştahlı ve istekli oldukları görülüyor. Üzerlerine alacakları büyük sorumlulukların, veballerin farkında değiller; sevinç ve neş’e içinde ateşten gömleği boyunlarına geçirmek istiyorlar… Bakanlıklar, büyük makam ve mevkiler, genel müdürlükler son derece vakarlı, sorumluluğunu müdrik, oturaklı, birikimli, faziletli, ciddî şahsiyetlere verilmelidir. Gerekirse, bazı bakanlıklara dışardan ehliyetli ve liyakatli adamlar geçirilmelidir. “Seçimi biz kazandık, makam ve mevkileri de arkadaşlarımız, parti üst düzeyindeki fırka kardeşlerimiz arasında bölüşeceğiz” zihniyeti kabile veya aşiret zihniyetidir. Sonu felâket ve hüsran olur.

Türkiye’de adı olan, gerçek varlığı bulunmayan bir lâiklik vardır. Bu konu son derece hassastır, sancılıdır. Kesinlikle kurcalanmaması, mıncıklanmaması gerekir. Bugünkü vahim şartların içinde lâiklik tartışmalarına girişmek cinnet olur.

Yeni iktidarın her hâl ü kârda ilmin, hikmetin, irfanın, ahlâkın, faziletin, uzmanlığın, tecrübenin, birikimin, sağduyunun ışığında memleket ve millet meselelerini çözmek için çalışması en büyük temennimizdir. 06 Kasım 2002