Yıkılışın Başlangıcı
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 26 Şubat 2019
Pazartesi
Başkan Bush cenapları “Savaş uzun olacak, on yıl sürebilir” demiş. Tabiî uzun sürecektir, Amerika gibi bir süper güç öyle birkaç haftada veya birkaç ayda batmaz; bu iş epey vakit alır.
İnsanlık tarihî çılgınlıklarla doludur. Amerika’nın Afganistan’a saldırması da bir çılgınlık olacaktır. Dünyanın en güçlü ve zengin devleti, dünyanın en fakir ve perişan ülkesine saldıracak. Bu bir çılgınlık değil midir?
Peki netice ne olacak? Orası belli değil ama uzmanlar Amerika’yı uyarıyor: Girersin, lakin çıkamazsın… Vietnam’dan on misli daha risklidir… 1979’da Afganistan’ı işgal eden Sovyetler Birliği’nden ibret alınız… Hem hezimete uğradı, hem yıkıldı…
Amerika Taliban’ı istemiyormuş. Onu devirip yerine ABD güdümünde kukla bir rejim kuracakmış. Seksen altı yaşındaki eski kral Zahid’i başa geçirecekmiş. Adamcağızın ahı gitmiş vahı kalmış, iktidar olup da ülke idare edecek hali mi var?
11 Eylül’de New York’ta gerçekleştirilen terör hareketi ile 1945’te Japonya’da Hiroşima ve Nagazaki şehirlerine iki atom bombası atılması vahşeti arasında insanlık suçu bakımından fark yoktur. Hattâ Japonya’da yapılan vahşet New York’takinden daha vahimdir. Çünkü 11 Eylül’deki vahşeti teröristler, korsanlar yaptı; Hiroşima ve Nagazaki’dekini ise medeni bir devlet yapmıştır.
Bizde şimdi birtakım militan, fanatik, kraldan ziyade kralcı yazarlar ve düşünürler ABD taraftarlığında Amerikalılardan daha aşırı gitmektedir.
New York’taki faciadan bir gün sonra büyük bir Amerikan televizyonunda saygın ve ünlü birkaç Amerikalı “Amerika’nın başına gelen bu bela Allah’ın bize verdiği bir cezadır” mealinde konuşmuşlar. Bizdeki süper ilerici, ültra laik bir yazar küplere biniyor. Elinden gelse Amerikalıları Ceza Kanunu’nun 312. maddesine muhalefetten mahkemeye verecek.
Dünya çapında güvene ve ciddiyete sahip Gallup müessesesi bir anket yapmış; ABD halkıyla İsrail Yahudilerinden başka hiçbir millet savaş istemiyormuş.
Ankara’daki birtakım müflisler de, para karşılığında Amerika’ya yardımı düşünüyor. Irak savaşı esnasında da böyle düşünenler oldu. Sonunda kârdan geçtim, bir sürü zarar edildi.
Amerika Afganistan’a saldırınca ne olacak? Farz edelim ki, ilk başta yaktı, yıktı, üstünlük sağladı. Bunlar sonucu değiştirir mi? Hitler de 1939, 40’da 41’de, 42’de büyük üstünlükler sağlamıştı ama Almanya 1945’te kayıtsız şartsız teslim oldu, Führer Berlin’deki sığınağında intihar etmek zorunda kaldı.
Amerika’ya acımamak elden gelmiyor. 11 Eylül’de o koca devleti, ülkeyi perişan eden saldırıları sadece 18-20 kişilik bir grubun yaptığı söyleniyor. Şimdiye kadar bir Bin Ladin vardı, bundan sonra binlerce, yüz binlerce, daha sonra milyonlarca Bin Ladin olacaktır. Amerika bunlarla nasıl başa çıkacak?
ABD Afganistan’ı fena vururmuş. Vursun… Afganistan’ın zaten vurulmadık tarafı kalmamış. Amerika orada sivil halkı vurabilir ama coğrafya’yı iklimi, jeopolitiği vurabilir mi? Afganistan dünyanın en engebeli ülkesidir. İklimi serttir. Halkı savaşçıdır. Sovyet saldırısı ve iç savaş Afganlılara büyük tecrübe ve birikim kazandırmıştır.
Rusya Çeçenistan’ı dize getirebiliyor mu? Daha geçen hafta bir helikopter düşürüldü ve iki Rus generali ile bir sürü asker öldü.
Amerika Huntington bombasının fitilini ateşleyecek. Medeniyetler ve dinler arasında bir savaş çıkacak. Amerika’nın ilmi, tekniği, silahları, birikimi çokmuş. Eyvallah, bunu kim inkar edebilir. Fakaaat! Roma’yı barbarlar yıkmıştı. Şimdi bazı Amerikalılar ve bizdeki Amerika hayranları Müslümanlara barbar diyor. İster misiniz, uzun sürecek savaşın sonunda ABD yıkılsın, başka bir dünya nizamı kurulsun.
Amerika’nın başına bir felaketin geleceği belliydi. Ne zaman, nasıl olacak, o hususlar bilinmiyordu.
Sen bir buçuk milyarlık İslâm dünyasına sırt çevir, sen Üçüncü dünya halklarını ve ülkelerini sömür, sen adalete ve hikmete aykırı ne kadar haksızlık ve kötülük varsa yap ve ondan sonra hükümranlığının devamını ümit et. Olur mu böyle şey?
İlk günlerde Amerika’yı kayıtsız şartsız destekler gibi görünen Avrupalılar şimdi daha dikkatli, daha temkinli, daha mutedil hareket ediyor. Bir, İngiltere yüzde yüz destek veriyor, ordusunu ABD emellerinin hizmetine tahsis ediyor.
Amerika’yı tenkit ettiğimiz için terörden yanaymışız. Hezeyandır bu iddia. Biz, kesinlikle mâsum ve sivil insanların öldürülmesini doğru bulmayız ve alkışlamayız. Teröristler bulunursa yargılansın, cezalandırılsın.
Biz, 11 Eylül’de New York’ta olup bitenlerle 1945’te Hiroşima ve Nagazaki’de yapılanlar aynı şeydir, insanlık suçudur, terördür diyoruz.
Vietnam savaşı esnasında Amerika’ya muhalif olanların bir kısmı şimdi Amerika diyor başka bir şey demiyor. Bu tarafgirlikleri İslâm ve Müslüman düşmanı oluşlarından mı kaynaklanıyor?
Savaş çıkarsa (inşaallah çıkmaz) Türkiye büyük zarar görecektir. İlgililer feryat ediyor, önümüzdeki kışta ekmek sıkıntısı çıkabilir, tedbir alınsın diyor.
Farz edelim Amerika, Türkiye’yi yanına çekebilmek için 10 milyar dolar hibe etti. Bu para ne olacak? Saygın soyguncular, talancılar, hırsızlar, hortumlayıcılar bu on milyar doları da allem ederler, kallem ederler………..
Dünyada terör olmasın, New York’taki facialar gibi acılar bir daha yaşanmasın. Bunu kim istemez. Ancak, çözüm basit değil. Dünyada terör olmaması için Amerika’nın, başta Filistin-İsrail anlaşmazlığındaki adaletsiz ve hikmetsiz tutumunu değiştirmesi gerekir. Üçüncü dünyayı sömürmemesi gerekir. Demokrasi ve borç tuzaklarıyla milyarlarca insanı ağlatmaması, süründürmemesi, onlara acı çektirmemesi gerekir.
Dünyanın süper gücü olmak kolay değil. Ya âdil olursun, insanlığa hikmetin ışığında muamele edersin, yahut da belalardan bela seçersin.
Amerika adalete ve hikmete yapışmazsa yıkılacaktır. Bunu söylemek için kâhin olmaya gerek yok. Tarihe bakmak yeterlidir. 25 Eylül 2001