Yılbaşı gecesi milyonlarca Müslüman Kur’ân’a, Sünnete, İslâm’a, akla, vicdana, hikmete aykırı çirkin günahlar işledi. O gece bütün yurtta

Din-i Mübin-i İslâm’a, Kitabullaha, Sünnet-i Resûlullaha, Şeriat-ı Garra-i Ahmediyyeye karşı büyük bir isyan vardı.

Yılbaşı eğlencelerini Hıristiyanlık ve Musevilik dinleri de kabul etmez.

Bırakın dindarları, dinsizler bile bu eğlenceleri uygun görmez. Ahlâk, bilgelik, akıl, iz’an, insaf, fazilet, hikmet sahibi olan bir kimse bu gibi eğlenceleri mâkul ve meşru göremez.

Bendeniz, bir Müslüman olarak böyle eğlenceleri meşru ve ahlâkî görmem ve onlara katılmam. O gece neler yapıldı?

İçki içildi, sarhoş olundu… Nice fuhşiyyat işlendi…

İslâm dini içkiyi ve fuhşiyyatı yasak etmiştir. İçki ve fuhşiyyat helâldir diyen kâfir olur.

Belediye karar almış, yılbaşı eğlenceleri dönüşünde taksiye kusanlar ceza ödemiş. Kusmuklu eğlenceler! İçkili mekânlarda kadınlı erkekli çılgınca eğlenilmiş… İçkinin tesiriyle saçma sapan laflar edilmiş ve yüksek kahkahalar atılmış.

Şehvetler galeyana gelmiş. Mánâlı bakışlar, fingirdeşmeler, haha hiholar… Sarhoşluk, azgınlık, rezillik…

Birtakım televizyonlar yılbaşı eğlenceleri konusunda birbirleriyle yarışmış. Bunların içinde Müslüman

(!)

tv’ler de var.

Yılbaşında

millî piyango

çekilmiş. Yahu piyangonun millîsi mi olurmuş. Yılbaşından önceki günlerde

halk piyango satış yerlerinin önünde uzun kuyruklar oluşturmuş. Piyango kumardır haramdır.

Haramla zengin olan berbat olur.

Panos Dabağyan

isminde

Ermeni bir yazar

vardı.

Hıristiyandı ama yılbaşı eğlenceleri aleyhinde bir yazı kaleme almış getirmişti ve gazetemde yayınlamıştım.

Müslüman vatandaşlarım,

böyle eğlenceler ve kutlamalar Hıristiyanlık dininde de yasaktır

demişti.

Diyanet İşleri Başkanlığı, İslâm’ın kabul etmediği böyle rezil ve pespaye eğlenceler konusunda halkı

[niçin]

uyarmadı? Türkiye uleması ve fukahası bu konuda niçin uyarıcı bir fetva yayınlamadı?

Yılbaşı eğlenceleri batağına ve tuzağına düşen Müslüman halkın vebáli bilenlerin üzerinedir.

Müslüman bir ülkede bilenler bilmeyenleri uyarmaz, aydınlatmaz, bilgilendirmezse böyle günahlar işlenir, azgınlıklar yapılır. Bunun vebáli vazifelerini yapmayan bilenler üzerinedir.

Hem 31 aralığı 1 ocağa bağlayan yılbaşı ne ki,

bize senenin her günü yılbaşı.

Açın bazı tv’leri her gün içki, fuhuş, şehvet, kumar, azgınlığın her türlüsü…

Deliye her gün bayrammış. Hiçbir şeye yanmam,

sarhoşluktan ayıldıktan sonra, çiriş çanağı gibi ağızlarında dillerini zorlukla oynatarak, peltek peltek ah ne eğlendik ne eğlendik

dediler.

Kolay kolay adam olmayacağımız bu yılbaşı eğlencelerinden bellidir.

Eski Romada senede 115 gün bayram varmış.

Başkent halkına buğday ve şarap yardımı yapılırmış.

Sonra Roma batmış.

Tv’ler sayesinde şimdi her ev meyhane, her ev günah mekânı.

Bendeniz kutlu mutlu desem bile

(demem ya)

yılbaşı yine kutlu olmaz. Çünkü meşru değildir, Şer’-i şerife aykırıdır.

Böyle eğlencelere İslâmda günah, azgınlık, fısk, fücur, isyan, tuğyan denir. Bunlar

açıkça, cehren, küstahça, meydan okurcasına yapılırsa sonu kötü olur.

Gökdelenlerimiz bizi kurtaramaz. Nemrudun da yüksek binaları vardı ama sonunda helâk oldu. Gökdelenlerin, lüks rezidansların üzerlerine azap yıldırımları düşer. Bildiğimiz yıldırımlar değil, başka yıldırımlar. Gözle görülmez.

Nâçiz bir Müslüman olarak azıcık da olsa

emr-i maruf ve nehy-i münker

vazifemi yapmaya çalıştım. İslâm’a, Kur’ân’a, Sünnete, Şeriata, âhirete, Cennet ve Cehenneme, hesap ve kitaba, helal ve harama inanmayan biri bu yazıma kızabilir ama bir Müslüman kızamaz.

(İkinci yazı) Türkiye Müslümanları İçin 2014 Yılı Nasıl Olacak?

Önümüzdeki bu yeni miladî yılda, bütün Müslümanlar tek bir Ümmet çatısı altında birleşmezlerse akıbetleri iyi olmaz.

Ümmet birliği ve ittihad rahmet, tefrika azaptır.

Bütün cemaatler, tarikatlar, gruplar, hizipler, fırkalar, parçalar, şucular ocular bucular; Ümmet birliği içinde yerlerini alıp, başlarına ehliyetli, liyakatli, âdil, bilge, râşid bir İmam-ı Kebir veya Emîrü’l-mü’minîn seçip ona biat ve itaat etmezlerse

bozuk düzen içinde

zillet ve esaret içinde yaşayacaklardır.

Müslümanlar siyasî iktidara baskı yapıp İslâm Medreselerini açtırmazlar ve icazetli ve vasıflı gerçek ulema yetiştirmezlerse

halleri iyi olmayacaktır. Yine iktidara baskı yapılarak ve

tasavvuf tarikatları ve tekkeleri açtırılmazsa, bunların denetimi için bir Meclis-i Meşayih kurulmaz ve Şeriata uygun hizmetler yapılmazsa

beklenen salah olmaz.

Halkın en az yüzde ellisi

(daha sonra yüzde doksanı)

beş vakit namazları cemaatle kılmazlarsa bu yıl hayırlı olmayacaktır.

Çünkü sahih imandan sonra namaz gelir. Müslüman bir toplumun namaz notu kırıksa hali ve istikbali iyi olmaz.

Türkiyede kaç icazetli ve ehliyetli din alimi, fakih, gerçek şeyh, kâmil mürşid, ziyalı Müslüman kaldıysa, bunların yeterli miktarı bir araya gelip,

memleketin ve halkın ıslahı için dört başı mamur bir plan ve program hazırlamazlar ve bunu uygulamaya koymazlarsa

gelecek aydınlık değil, karanlık ve sisli olacaktır.

Müslümanları bölmeye, parçalamaya, birbirine düşürmeye yönelik İslâm Protestanlığı, İslâmcılıklar kaos ve anarşisi önlenmez, din konusundaki sapıklıklar ve bid’atler red ve cerh edilmezse beklenen ıslah olmayacaktır.

2013’te bir tek gerçek İslâm mektebi bile açılmadı.

Bu yol da açılmazsa işler düzelmeyecektir. Bu İslâm Mektebinde Ehl-i Sünnet göre eğitim verilecek, beş vakit namaz okul camiinde okulun imamının ardında cemaatle kılınacak,

okul Türkiyenin Eton College’i olacaktır.

2014 yılında Müslümanların başındaki muhterem zevatın eski Fütüvvet Ahlâkını canlandırmaları ve ahîlik teşkilatını kuvvetlendirmeleri gerekir.

Bunu yapmazlarsa iş, ticaret, iktisat, sanayi ve finans sektöründeki kirlenme ve kokuşma önlenemeyecek ve durum daha da bozulacaktır.

Bu yeni yılda Müslümanlar bin yıl kullanılmış millî ve İslâmî yazımıza dönmek, onu öğrenmek, öğretmek için çalışmazlar, bu yazı ile küçük de olsa gazeteler, dergiler, kitaplar yayınlamazlarsa

cahillik karanlıklarından kurtulamayacaklardır.

2013’te şer’î tesettür ve İslâmî erkek kıyafeti ve serpuşu konusunda bir hamle yapılamadı.

2014’te de yapılmazsa bugünkü kıyafet anarşisi sürecek, Müslümanlar men teşebbehe hadisindeki tehdidin altında kalacaktır.

Geçen yıl imkânı olan Müslümanlar israflarla, lüks harcamalarla, gösterişle dolu bir hayat sürdü.

Bu yıl bu günahlara tevbe edip

kanaatli, faziletli, iktisatlı bir hayat sürülmezse

üzerimize azap inmesinden korkulur. Çünkü, Kur’ân’da israf edenler için

onlar şeytanın kardeşleridir

buyrulmaktadır.

Geçen yıllarda

Cuma ezanı okunduktan sonra İstanbul Müslümanları dükkanlarını, işyerlerini, lokanta ve pastahanelerini kapatmadılar

ve

Kur’ân’a, Sünnete, Şeriata farkında olmadan kafa tutmuş oldular.

Bu isyan sürerse başlarına sıkıntılar gelebilir.

Çok önemli bir husus:

Bir kısım Müslümanların

sivil darbe teşebbüslerinden kaynaklanan çalkantılar, kavgalar, hattâ kıyasıya savaş 2014’te devam edecektir.

Müslümanlar elbirliğiyle bu savaş yangınlarını söndürmezlerse;

İslâm karşıtı vesayetçi, sömürgeci güçler bundan yararlanacak ve eski rejime dönmek isteyeceklerdir.

Müslümanlar bu konuda gerekli tedbirlerdi almazlarsa

iç savaş çıkabilir, ülke kaos içinde kalabilir.

Velhasıl: Bu yeni miladî yılda

İslâm’a, Kur’ân’a, Sünnete, Şeriata, ahlâka uyar, kendimizi ıslah eder, geçmiş günahlarımıza tevbe eder, nefs-i emmarelerimizi dizginler, tek bir Ümmet haline gelir, râşid bir İmama biat ve itaat eder, emr-i maruf ve nehy-i münker yapar, ilmihalimizi iyice ve doğru şekilde öğrenir ve hayata uygularsak inşaallah ilahî tevfik bize ulaşır.

Bunları yapmazsak 2014, bir önceki yıl gibi çalkantılı geçer.

Hattâ Allah korusun Suriye ve Mısır Müslümanlarının durumuna düşebiliriz. 03.01.2014