Yine Pakraduniler
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 11 Aralık 2018
Almanya’daki dostlarımdan
Bey’den, Berlin Devlet Kütüphanesi’ndeki Pakrudunilerle ilgili kitapları incelemesini rica etmiştim. Birkaç not göndermek lütfunda bulundu. Onların birini aşağıda okuyacaksınız:
. Yekûn olarak 22 eserin künyesi mevcut. Bu eserlerin kıymet ve fâidesini Gürcü dilini bilmediğim için takdir etmekten âcizim. Lâkin aralarında
Katolik ilâhiyatı tahsilinden sonra Şarkiyat mezunu olmuş ve Şark Lisanları üzerinde derin uzmanlığa sahip olmuş. Bilhassa Ermenice ve Farsça üzerinde çalışmıştır. Neşrettiği eserlerden mühim bir mütehassıs olduğu âşikârdır.
Edebî Ermeniceyi pek iyi bildiğinden, bazı Ermeni aileleri, çocuklarını Ermeni lisan ve Edebiyatını öğrenmeleri için Marquart’in yanına, Berlin’e gönderirlermiş. Bu zat,
ve
nam risaleler/makaleler tahrir etmiş. Zikr ettiğim Ermenice eser bunların tercümelerinden ibârettir.
kütübhânesinde vasatî 70 çeşit muhtelif şark lisan ve lehçelerinde eser mevcut imiş. Vefâtından sonra kütübhânesini ve evrâkını Vatikan satın almış. Neşrolunmamış eser ve makaleleri el’an Vatikan’da bulunuyormuş.
nam eseri
mecmuasında 1930 senesinde muhtemelen ikinci def’a neşr olunmuş. Daha evvel kitap olarak da intişar etmiş. Bu eseri Alman Kütüphane kataloglarında henüz bulamadım. Yalnız Berlin Üniversitesi kütübhânesi’nde bulunduğunu öğrendim.
nam 150 küsür sâhifelik eserini Prusya Krâliyet Akademisi’nin himmetiyle 1903 senesinde Leipzig’de yayınlanmış bir makale mecmuasında buldum. Joseph Marquart’ın bu husustaki makalelerini ve istinsah edilmiş suretlerini toplamaya çalışacağım.
Daha önce yazmıştım,
, maalesef şu yirmi beş milyonluk mega şehrin kütüphanelerinde bu kitabın bir nüshasını bulmak mümkün değil.
Sabataycılar, Avdetiler, Selanik Dönmeleri az çok biliniyordu da
Pakraduniler’in önemi nereden geliyor.
Rivayete göre
diyorum, çünkü Türkiye’nin tarihçileri, ilim adamları bu konuyu araştırmamışlar, araştırmıyorlar
Eski tarihleri o kadar önemli değil ama
Gizli cemaatler kendilerini araştıranlara hemen peşinen paranoyak damgasını vururlar.
Bilimsel metotlarla her konu incelenebilir, araştırılabilir.
Birinci gizli kimlikleri
, ikinci gizli kimlikleri
, üçüncü açık kimlikleri
.
Asr-ı Saadet’te Arabistan’da Yahudiler yaşıyordu.
Peygamberimiz
İslamiyet’i tebliğe başlayınca onu desteklemediler, düşmanlık yaptılar, müşriklerle birleştiler ve sonunda Arabistan’dan sürüldüler.
İslam’dan önce Ermeniler tarafından esir alınıp,
Yahudi-Ermeni camiasını daima göz önünde bulundurmak gerekir.
Türkiye’de
Çok büyük imkânlara sahip bu kurum niçin Pakraduniler hakkında mufassal, ilmî, tarihî bir kitap yayınlamamıştır? Bendeniz bu konunun uzmanı değilim.
bu
söyleniyor. Emir Bey’in Almanya’dan gönderdiği kitap isimlerine göre
Türkiye’deki sayıları ne kadardır, hangi mevki ve makamlarda Pakraduni vardır? Bu soruları sormak, cevaplarını araştırmak herhalde ayıp ve suç değildir.
Denebilir ki, insanları dinî inançlarına ve gizli kimliklerine göre değerlendirmek doğru değildir. Bendeniz bu kanaatte değilim. Bir
Ülkemizde yaşayan
ve başka gayrimüslim vatandaşlarımla alıp vereceğim yoktur.
Sakın bize de onlara benzer işler etmesinler.
İslamî kesimde bir yığın üniversite var. Devlet kadar zengin vakıflar, cemaatler var. Kültür işlerine yatırım yapan holdingler, finans kurumları var. Bu müesseseler çok ciddi, çok kabiliyetli, çok haysiyetleri araştırıcıları vazifelendirsinler,
Bu gibi araştırmalar destekle olur.
Önce Pakradunilikle ilgili bir bibliyografya ve kaynak çalışması yapar. Bu konuda şimdiye kadar ne gibi kitaplar yayınlanmış?.. Bununla da iş bitmez, yayınlanmamış kaynaklara, arşivlere inilmesi gerekir.
İşin başka bir tarafı daha var ki, benim cesaretim ona yetişmez.
Bunların da tamamen ilmî metotlarla ve seviyeli bir üslupla araştırılması ve açıklanması gerekir.
Pakraduniler bunlardan biridir. Pakraduniliği ve Pakradunileri bilmeden bugünkü Türkiye’yi anlamak ve çözmek mümkün değildir. Sabataycılar için de öyledir.
Otuz yıla yakın devam eden
Pakradunileri, Kripto Yahudileri ve Kripto Hristiyanları bilmeden PKK anlaşılmaz ve çözülmez.
Yazık, çok yazık!..
Bir takım
1933’te İstanbul’da Profesör Abraham Galanté, Pakraduniler hakkında bir kitap bastırıyor ve şehrin hiçbir kütüphanesinde bir nüshası bile yok. 27 Ocak 2013