Yüz Çeşit Laiklik
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 14 Şubat 2019
Cumartesi
Rahmetli Peyami Safa’nın bir fıkrasında (köşeyazısı) okumuştum, üç yüz altmış çeşit sosyalizm varmış. Bunların bir kısmı birbiriyle taban tabana zıttır. Örnekler vereyim:
– Stalin Rusyasındaki sosyalizm “Bilimsel Marksist sosyalizm”di.
– Hitler Almanyasında Nasyonal sosyalizm vardı.
– Demokratik ve liberal sosyalizm vardır, faşist ve ırkçı sosyalizm vardır, kan dökücü Bolşevik sosyalizmi vardır. Hattâ Hıristiyan sosyalizmi, İslâm sosyalizmi çıkartanlar bile olmuştur.
Laiklik de böyledir. Dünyada yüz çeşit laiklik bulunduğu iddia edilse mübalağalı bir söz söylenmiş olmaz. Laikliğin de çeşitlerini sayayım:
– Enver Hoca laikliği. Sabataycı olduğu iddia edilen Enver Hoca Arnavutluk’un diktatörü idi ve 1966’da ülkesinde tam bir laiklik ilân etmişti. Bütün camiler ve kiliseler kapatılmış, ibadet etmek yasaklanmış, Allah demek, dinden bahsetmek suç sayılmıştı. Hattâ bir gazetede okumuştum, bir papaz gizlice Hıristiyan çocuklarını vaftiz ederken yakalanmış ve kurşuna dizilerek idam edilmiş. Bizde Enver Hoca tipi laiklik taraftarları ve hayranları az değildir.
– Pol Pot laikliği. Kamboçya’da iktidarı ele geçiren Marksist Pol Pot, materyalist ve Marksist ideolojiye bağlı olduğu için dinî müesseseler ve dindarlar üzerinde ağır baskı yapmış, kesin yasaklar koymuştu. Halkın üçte ikisini öldürerek sosyalistçe bir temizlik yapmıştı.
– Stalin laikliği. Bu laiklikte din resmen yasak edilmez, anayasaya “İnanç özgürlüğü vardır” maddesi yazılır; hattâ o zamanlarda Sovyetler Birliği’nde biri Şiî, üçü Sünnî olmak üzere dört Diyanet Teşkilatı bulundurulur, binlerce camiden geriye kalan birkaç camide göstermelik cuma namazları kılınır, Mir Arab medresesinde casus hoca yetiştirilir, hacca her yıl yirmi beş kadar seçilmiş hacı gönderilirdi. Lakin öte yandan genç Müslüman nesillerini dinsiz ve imansız yetiştirmek için yoğun propaganda yapılır, Bezbojnik (Allahsızlar) teşkilatı kanalıyla bilhassa Ramazan aylarında küfür, inkâr, ilhad propagandası yaptırıldı.
– Fransa laikliği. Dünyada, ciddî ve medenî devletler içinde, anayasasında laiklik yazılı olan ve laikliği gerçekten uygulayan tek devlet Fransa’dır. Orada, Alsas Loren bölgeleri hariç, devlet ile kilise, devlet ile diğer dinler ayrıdır. Her dinin teşkilâtı, din işlerini devletten bağımsız olarak yürütür. Fransa’da artık birkaç milyon Müslüman bulunuyor, onlar da teşkilatlanmıştır. Fransız devleti dinlere, kiliselere karışmaz, onlar da devlet işlerine karışmaz. Sanırım gerçek laiklik budur.
– Türkiye laikliği. Teoride din ve devlet ayrıdır, devlet dine, din devlete karışmaz ama bu prensiplerin tatbikatta geçerliliği yoktur. Kabinede din işlerinden ve dinî vakıflardan sorumlu bir bakan vardır. Devletin, genel müdürlük seviyesinde resmî bir Diyanet İşleri Başkanlığı vardır. Devletin kırk binden fazla camii, yüz binden fazla imam, müezzin, müftü, vaiz gibi din hizmetlisi vardır. Bunlar devlet memurudur, bütçeden maaş alırlar. Devletin beş yüzden fazla İmam-Hatip mektebi, on yedi İlahiyat Fakültesi vardır. Devlet din işlerine karışır. Kurban derilerinin bile kime verileceğini o tesbit eder. Bir ara bir cumhurbaşkanı çıkar, “Kur’ân’daki üç yüz küsur ayetin hükmü yoktur, onların yerine pozitif kanunlar yapılmıştır” şeklinde bir beyanat verir. Böyle bir sisteme laik denilebilir mi? Bu, eski Yargıtay başkanı sayınSami Selçuk’un dediği gibi tekrotik bir sistemdir. Olumsuz bir teokratik sistem. Bizde bu tür laikliği bilhassa Sabataycılar savunur ve ayakta tutmaya çalışır.
– İngiltere laikliği. İngiltere’yi papazlar, ruhban sınıfı mensupları idare etmediğine göre o devlet de laiktir. Ancak orada hükümdar aynı zamanda millî kilisenin başıdır. Lise ve kolejlerde, sabahleyin derslere başlamadan önce, bütün öğrenciler okul kilisesinde dua ve ibadet eder.
– Amerikan laikliği. Amerika’da siyaset, devlet, hayat dinle içiçedir. Ancak devlet herhangi bir dine bağlanamaz, bir dini ötekilere tercih edemez. Amerikan anayasasının 1789 tarihli ekinde Kongre’nin (Millet Meclisi) din hakkında kanun yapamayacağı hükme bağlanmıştır. Amerika’da paraların, pulların üzerinde “Biz Allah’a güveniyoruz” yazılıdır. Buna rağmen Amerika laik bir ülkedir. Çünkü devleti din adamları idare etmemektedir.
– İsrail laikliği. İsrail’deki sisteme laiklik denilebilir mi? Hem denilebilir, hem denilmez. İsrail bir Yahudi ve Musevî devletidir. Halkın ancak yüzde on beşi inançlı ve dindar Yahudidir ama orada din hayatın esasıdır. Dinî partiler kurmak serbettir. Dindar Yahudiler milletvekili seçilince Knesset’e başlarında kippa (Yahudi takkesi) olduğu halde girebilirler. Hattâ, dindar bakanlar, bakanlar kurulu toplantısında, kendi bakanlık makamında dinî kıyafet ve serpuşla bulunabilir. İsrail’de dindar Musevilerle dinsiz Yahudiler arasında kıyasıya bir savaş hüküm sürmektedir.
Velhasıl bu dünyada bir tek laiklik değil, bir sürü, birbirine uymayan laiklik bulunmaktadır.
Ancak, gerçek laiklikte esas olan din, inanç ve inandığı gibi yaşamak hürriyetidir. Böyle bir hürriyetin olmadığı yerde laiklik de yoktur.
Gerçek laiklik kesinlikle din düşmanlığı, dine ve dindarlara baskı yapmak değildir.
Louis Massignon ve Louis Gardet’nin görüşlerine göre İslâm “Laik bir teokrasidir”. Çünkü İslâm’da ruhban sınıfı yoktur. Osmanlı İmparatorluğu bir din devletiydi ama dinî otorite ile siyasî otorite birbirinden ayrıydı. Meşhur Şeyhülislâm Zenbilli Ali efendi, Yavuz SultanSelim’e bir hususta muhalefet edince, biraz öfkelenen padişah ona “Saltanat umurumuza (işlerimize) karışıyorsunuz” demiş, o büyük din âlimi de “Hayır, âhiret selametiniz için müdahale ediyorum” mealinde bir cevap vermişti.
Netice olarak şunu demek isterim: Bizde kesinlikle laiklik yoktur. Laiklik olması için din ile devletin barışması gerekir. 08 Eylül 2002