Yüzde 99 Dürüstlük Yetmez
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 09 Mayıs 2018
Mutlak doğruluk dürüstlük… Yüzde 99 doğruluk bile yeterli kabul edilemez. Mutlaka 100’de 100 olacaktır. Hattâ yüzde bin… Yüzde elli namuslu bir adammış, yüzde elli namussuzmuş… Yüzde elli iffetli karıymış, yüzde elli (o….) yaparmış… Böyle şey olmaz.
Ehliyet… İşler, hizmetler, memuriyetler, makamlar, mevkiler, müdürlükler, şeflikler, başkanlıklar sadece ve sadece ehliyetli insanlara verilecektir. Ehliyetsizlere vermek vatan hainliğidir.
Liyakat. İşler layık olanlara verilecektir.
Nepotizm yapılmayacaktır. Yani akrabalar hısımlar eş dost korunup kollanmayacaktır.
Bölgecilik yapılmayacaktır. Kadrolar şu veya bu vilayetin, şu veya bu etnik grubun mensuplarıyla doldurulmayacaktır.
Irkçılık yapılmayacaktır.
Devletin ve belediyelerin, kurumların bütçeleri hortumlanmayacak, israf edilmeyecek, bir liralık bile lüzumsuz masraf yapılmayacaktır.
Devlet ve belediye işlerinde lükse, şatafata kaçılmayacaktır.
Resmî otomobil saltanatına son verilecektir.
Resmî otomobiller özel işler için kullanılmayacaktır.
Lüks konaklamalara son verilecektir.
Uçakların lüks businessclass bölümlerinde seyahat edilmeyecektir.
VİP kapıları ve salonları saltanatına son verilecektir.
İçkili ve fuhuşlu beş veya yedi yıldızlı mekânlarda ziyafetler, iftar yemekleri, resepsiyonlar verilmeyecektir.
Rüşvetin mutlaka önüne geçilecektir.
İhalelere fesat karıştırılmasının mutlaka önüne geçilecektir.
Nereden buldun kanunu çıkartılacak ve sıkı şekilde uygulanacaktır.
Türkiye’nin uluslararası Şeffaflık ve Temizlik notunun en az, yüz üzerinden 70’e yükselmesi için bütün tedbirler alınacak, yapılması gereken her şey yapılacaktır.
Bir milyon liranın üzerindeki yolsuzluklar, rüşvetler, irtikâblar, suiistimaller, hortumlamalar için idam kanunu çıkartılacak, âdil muhakeme sonucu suçları sabit olanlar anlı şanlı şekilde tepelenecektir.
Yolsuzluk yapan küçüklerle büyük soyguncular arasında ayırım yapılmayacaktır.
***
Efendim, sizden istirham ediyorum: Toplantıya o pek önemli zat gelecekse, fakiri davet buyurmayınız. İsmini vermek istemediğim o kişi o kadar gururlu, kibirli, kendini beğenmiş ki, bulunduğu yere sâika düşmesinden, oradaki herkesi yakmasından korkarım.
***
İnternette aradım, güzel hat yazılarına baktım, gözlerim bayram yaptı, içim açıldı.
***
Büyük bir zata: Mutlak başarınız için dua etmem, Allah’tan size hayırlı başarılar ihsan etmesini dilerim.
***
Has, halis, katışıksız bal bulamayan pekmez yesin.
***
Biraz kepekli has buğday ekmeği, kibrit kutusu kadar gerçek peynir, beş on zeytin tanesi, iki bardak çay, yarım elma… Büyük ziyafet. Anlayana…
***
Bu memlekette akıllı ve hikmetli kişiler mi çoğunlukta, yoksa deliler mi?
***
Kaç çeşit deli var?.. Normal deli… Zır deli… Zırzır deli… Hınzır deli… Akıllı uslu görünen deli… Delimtrak… Delimsi… Paranoyak… Şizofren… Manyak… Tımarhanedeki deli… Açıkta gezen deli… Deli dolu… Depdeli… Zararlı deli… Kendi halinde zararsız deli… Yahu ne kadar çok deli varmış!
***
Beyt: Âqil isen Ferhat ile Mecnun’a deme deli / Eylesen halka nazar her biri bir gûne deli.
***
Orada 99 delinin içinde bir tek akıllı vardı. Deliler etrafında çılgınlar gibi dönerek ona sen delisin delisin deli diye bağırıyorlardı.
***
Dikkat et!.. Eline para geçti, zenginleştin diye sakın azma kudurma kendini dağıtma. Para ve zenginlik içki gibidir. İnsanın ne mal olduğu sarhoşken belli olur. Para sarhoşu olma sakın.
***
Bedmâye olan anlaşılır meclis-i meyde / İşretgüher-i âdemi temyize mihenktir.
***
Zavallı… Bin kere, milyon kere zavallı… İnekler ondan daha akıllı… Onlar sabahtan akşama kadar hep aynı yerde otlamaz… Dolaşır mer’ada… Bu zavallı bir ömür boyunca hep aynı yerde otluyor…
***
Onlar aynaya bakacaklarına, etrafa bön bön bakıp duruyorlar.
***
Edirne’ye gitmiş, sabahtan akşama kadar şehri sözde gezmiş. Selimiye camiine “bakar” gibi bakmış ama görmemiş. Ne yapmış? Ciğer kebabı, Trakya yoğurdu, tatlı yemiş, çay içmiş… Ne “bakar” adammış o!
***
Küçük göldeki biri siyah diğeri beyaz iki kuğu o kadar güzeldi ki, çadır kurup bir hafta orada kalmak, onları doya doya seyretmek istedim.
***
Köpek yemeğini yedi, karnı doyunca gerisini öylece bırakıp bir kenara kıvrıldı uyudu. İnsan öyle değil, bugün karnı doyunca yarın öbür gün, onları takip eden bütün günlerde ne yiyeceğini düşür durur.
***
O herifler ve karılar uyurgezerdir. Ansızın uyanırlarsa damdan düşebilirler.
***
Herif bonjour commentallez-vous deyince salak, hayretler içinde, “Yahu bu adam ana dili gibi Sorbon aksanıyla mükemmel Fransızca konuşuyor be” diye bağırdı.
***
Nâdanlar eder sohbet-i nâdanla telezzüz Divânelerin hemdemi divane gerektir.
***
Büyük müjde: Ömürleri ölümlerine iman ile bitişenler, adalet-i ilahiye gereğince bir müddet Cehennemde ceza çekseler bile orada ebedî kalmayacak, Cennete konulacaktır. Ne mutlu bu dünyayı hüsn-i hâtime ile terk edenlere.
***
Şah yüksek sesle geğirmiş, etrafındaki dalkavuklar, koro halinde bu ne şahane geğiriş diye bağırmış.
***
Düşmanlarının bile Muhteşem dediği Kanunî Sultan Süleyman’a salak demiş. İntak-ı Hak… Rezil ve rüsvay olması için ona böyle söyletilmiş. Tavuk kadar aklı olsaydı bu lafı etmezdi.
09.05.2018