1. Zekâ ile akıl aynı şey değildir. Nice yüksek ve parlak zekâlı kişi vardır ki, akıl fukarasıdır. Hem zeki, hem akıllı insan çok az çıkar.

2. Akılcılık (rasyonalizm) başka şeydir, akıllılık başka şey. Akılcılık, felsefî bir doktrindir. Akılcılıkla akıllılığı birbirine karıştırmamak gerekir.

3. İlim ile irfan da özdeş değildir.

4. Gerçek ve olgun Müslüman akıllı insandır.

5. Ateistlerin ve münkirlerin içinde yüksek zekâlı kimseler bulunur; ancak onlar akıllı değildir; öyle olsaydılar ateist ve münkir olmazlardı.

6. İslâm dininin kötü gördüğü huylara sahip olanlar akıllı Müslüman değildir. Mâlum olduğu üzere Müslümanların da türleri, kategorileri vardır. Yüksek Müslüman, orta Müslüman, kötü ve moloz Müslüman… Yüksek tabaka mensubu Müslüman olmak için akıllı olmak gerekir.

7. Akılcılıkla akıllılık birlikte olmaz.

8. Peygamberimiz (Salat ve selâm olsun O’na) okulda okumamış, hoca ve öğretmenlerden ders almamıştı ama gelmiş geçmiş insanların en akıllısı O’ydu.

9. Bir Müslümana şeref, itibar, derece kazandıran şeyler; ilim, irfan, ahlâk, fazilet, kültür, hayır ve hasenat yapmak, Allah’tan korkup çekinmek, hikmet sahibi olmaktır. Bunlara malik olan Müslüman yüksek ve vasıflı Müslümandır. Parası ve malı çok bir zengin olmak, saray gibi evlerde yaşamak, çok lüks ve gösterişli otomobillere binmek, çok pahalı elbiseler giymek, çok leziz yemekler yemek insana şeref ve derece kazandırmaz. Kişi odunsa, iki bin dolarlık elbise giyse, yüz bin dolarlık otomobile binse, bir milyon dolarlık köşkte otursa yine odundur. Malla, mülkle, parayla, lüksle, konforla, israfla yüksek insan olacağını sananlar, insan şeklindeki eşeklerdir. Bed-asla necâbet mi verir hiç üniforma / Zerdûz palan ursan eşek yine eşektir…

10. Kendisine teslim edilen genç nesilleri akıllı, ilimli, irfanlı, ahlâklı, yüksek karakterli, faziletli, şerefli, haysiyetli insanlar ve vatandaşlar olarak yetiştiremeyen bir eğitim sistemi, bulunduğu ülkede aralarında korkunç canavarların da bulunduğu bol miktarda moloz ve mikrop yetiştirir.

11. İnsan sırf zekâ ile akıllı olmaz. Zekâya imanın, hikmetin, mânevî değer ve hükümlerin rehberlik etmesi, ışık tutması gerekir.

12. Çok zengin bir adamın delikanlı oğlu, şayet akıllı bir gençse kesinlikle serserilik ve itlik yapmaz, lüks otomobillere binip fink atmaz, fuhşiyat ve havaiyat ile meşgul olmaz. Bir zenginzâdenin en büyük süsü mütevâzı, alçakgönüllü olmasıdır.

13. İki yüz milyon liralık üniversite harcını yatıramadığı için tahsiline ara veren fakir gençlerin bulunduğu bir üniversitede, zengin çocuğu lüks otomobile binmekten, lüks hayat sürmekten, aşırı israf ve tüketim yapmaktan hayâ eder ve kaçınır.

14. Bir zengine: Oğlunu göreyim, senin ne mal olduğunu anlarım.

15. Akıl parayla alınıp satılan bir şey olaydı, akılsız zengin kalmazdı.

16. Akıllı vatandaşlar, futbol kulübü tutar gibi parti tutmazlar.

17. Adamın zaten beş kuruşluk aklı vardı. Televizyon seyrede ede onu da yitirdi.

18. Akıllı ve irfanlı Müslüman, sebeplerle neticelerin ayrı şeyler olduğunu bilir; neticelere bakmaz, sebeplere yönelir ve kötülüklerin sebeplerinin izâlesi, iyiliklerin sebeplerinin celbi için çalışır. Sebeplerle neticeleri birbirinden ayırd edemeyen kişi akıl özürlüdür.

19. Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için çalışıyor; yine hiç ölmeyecekmiş gibi âhiret için çalışmıyor… Böyle bir Müslümana akıllı Müslüman denilebilir mi?

20. Nefs-i emmâresinin (kötülükle çok emr eden nefsinin) her istediğini yapan adam zeki olabilir ama asla akıllı olamaz. Akıl ile nefs-i emmâre esâreti bir yerde olamaz.

21. Peygamber ne buyurmuş: “Siz ne haldeyseniz öyle idare olunursunuz.” Peygamber böyle demişken, “Bizim partimiz iktidar olursa hem memleket, hem millet kurtulur” diyen akıllı mıdır, ahmak mıdır?

22. Gittin, tek başına lüks ve pahalı bir yerde yemek yedin, epey para ödedin… Akıllı adam, aşırı lüks ve çok pahalı bir yemek yemenin günah olduğunu, Kiramen Kâtibîn meleklerinden kötülükleri yazmakla vazifeli olanın, amel defterine, bu sebeple günah yazacağını bilir ve idrak eder. Yanına iki fakir aldın ve onlarla birlikte orta bir lokantada yemek yedin. Bu ikramından dolayı da iyi bir iş yaptın, sevap kazandın. Böyle yapan, böyle bilen kişi akıllıdır.

23. Mimarlık ve estetik kurallarına aykırı olarak, camilere haddinden ve gerekenden uzun minare yaptıranların akılları uzun değildir.

24. Kendini iyi bilmek, başkalarını kötü görmek akıllı kişinin kârı (işi) değildir.

25. Akıllı kişi, şükrünü eda edebileceği az malın, şükrünü eda edemeyeceği çok maldan hayırlı olduğunu bilir ve ona göre hareket eder.

26. Çok akıllı bir adam, fakat bir kusuru var: Çok gıybet yapıyor, diliyle insanları incitiyor… Böyle bir kişiye akıllı demek yanlıştır. Akıllı kişi gıybet yapmaz. Mevzuubahs gıybetçi, zeki, fakat akılsız bir adam olsa gerek.

27. Hastalandığı vakit doktorun iyisini, ameliyat olacağı vakit operatörün hâzık ve hünerlisini, diş çektireceği zaman dişçinin eli çabuk ve hafif olanını arar; bu gibi konularda ihtisasa, maharete çok önem verir. Lakin dinî ve siyasî konularda kendi kafasına göre iş yapar, kendi işkembe-i kübrasından konuşur durur… Bu adam akılsızdır.

28. Mükellef bir Müslüman olmak için iki temel şart vardır; âqil ve bâliğ olmak. Aklı olmayanın dini de yoktur.

29. Boynundaki yular gibi kravatı rüzgârla ters döndü ve ardındaki pahalı marka kabak gibi göründü… Yanındaki arkadaşı “Ooo! Kravatın en tanınmış, en pahalı markayı taşıyor, hem de halis ipektenmiş…” dedi ve bizimki pek sevindi ve pişmiş kelle gibi sırıttı. Siz bu herife akıllı mı diyorsunuz?

30. Kişinin aklı lafıyla, değil, işiyle anlaşılır. Âyinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz… 01 Ocak 2003