Cumartesiİslâm’ı hem din, hem dünya nizamı olarak kabul eden bir kimseyim. Lâkin kesinlikle İslâmcı değilim. İslâmcılık, İslâm’a ve Mülümanlara çok zarar veren bir cereyandır. Türküm, Türkçü değilim. Türkçülük de Türklere zarar, ziyan getirmiştir. Bu Türkçülüğü kimler çıkartmıştır? Türkler mi?

1992’de siyasî bir cinayete kurban giden Kürt ve Kürtçü aydın

Musa Anter’

in

“Hatıralarım”

(Avesta Yayınları Tel: 0212 2517139)

adlı kitabını okurken şu satırlar dikkatimi çekti: “Halil Hayali Bey, ölümüne yakın kendisindeki çalışma notlarını bana verdi. Bunların içinde paha biçilmez vesikalar vardı. Hacı Qadirâ Koyî’nin kendi elyazması ile divanı, Ziya Gökalp’in kendi eliyle yazdığı

Kürtçe grameri

ve

kendisinin Kürt dili üzerine araştırmaları

vardı. Fakat maalesef, 1972 tevkifatında, kütüphanemle birlikte bunlar da

Diyarbekir Örfi İdare Mahkemesi

‘ne getirildi; tümünün müsaderesine karar verildi. Aftan sonra kitaplarım için yaptığım başvuruda

hepsinin yakıldığını

bana bildirdiler.”

(s. 70-1)

Ziya Gökalp önceleri Kürtçüymüş, sonra Türkçü kesilmiş. Bediüzzaman hazretleri onun için mülhid

(dinsiz)

der.

Yıllardan beri Gökalp’in Kürt grameri ve Kürtçe sözlük yazmış olduğuna dair çeşitli rivayetler işittim, lâkin şu ana kadar bu kitapları bulamadım. Sinop’ta Dr. Rıza Nur Kütüphanesi’nde varmış, oradan biri almış, iade etmemiş…

Yakın tarihimizde iki büyük, meşhur Türkçü vardır. Bu adamlar Türkçülük ideolojisinin mimarlarıdır.

Biri Kürt Ziya Gökalp, ötekisi Yahudi Moiz Kohen Tekin Alp.

Milliyetçilik, 19’uncu asırda Batı dünyasında zuhur etmiş bir ideolojidir.

Bu ideolojiyi Osmanlı ülkesindeki çeşitli kavimler arasında misyonerler. Yahudiler, yabancılar yaymıştır.

Türklere Türkçülük, Araplara Arapçılık, Kürtlere Kürtçülük aşılayarak birliği ve beraberliği bozmuşlar, imparatorluğu onlara yıktırmışlardır.

Osmanlı ülkesinde yaşayan Ermenilerin, Rumların sebeb-i felâketi

milliyetçilik: Ermeni ve Rum kavmiyetçiliğidir.

Irk bir realitedir, ırkçılık ise bir ideoloji ve nazariyedir.

Peki Yahudi Moiz Kohen, Türklerin niçin Türkçü olmalarını istiyordu? Kitaplarından birine niçin

“Kahrolsun Şeriat!”

başlıklı bir bölüm koymuştu? Niçin hakikî adı olan Moiz Kohen’i gizleyip de, buram buram Oğuz Türklüğü kokan

Tekin Alp

takma adıyla propaganda yapmıştı?

Zamanımızda birtakım Müslümanlar hizipçilik, fırkaçılık, tarikatçılık, cemaatçilik, şuculuk, buculuk yapıyorlar. Bunlar ne kadar yanlış şeylerdir. Bir Müslüman elbette bir tarikata girebilir, tarikatlı olabilir, ama asla tarikatçi olamaz.

İslâm dini bir ideoloji değildir, ilâhî bir din ve nizamdır.

Müslüman, dininin hükümlerini hayata uygulamak konusunda

Hanefî veya Şafiî mezheplerinden birine

mensup olabilir ama

Hanefici, Şafiici

olamaz. Çok şükür fıkıh mezhepleri konusunda taassup yoktur. Fakat tarikat, cemaat, hizip, fırka konularında çok zararlı, çok tehlikeli bir militanlık ve taassup görülüyor.

Ahmağın biri çıkıyor ve

tarikatini dininden yukarıda

tutuyor.

Militanca tarikat propagandası yapmaya başlıyor.

Bu, İslâm’a tamamen zıt bir tutum ve zihniyettir.

Dâvet tarikata değil, İslâm’a yapılıyor. Tarikat bir nasip meselesidir. Herkesin kendi tarikatına girmesi için çalışan kişi İslâm’ı, Muhammedî mesajı anlamamıştır.

Müslüman ideolojik mânâda milliyetçi ve Türkçü olamaz; Kürtçü, Çerkezçi, Lazcı da olamaz. Ama kavminin, kabilesinin, mensubu bulunduğu etnik grubun iyiliği, refahı, selâmeti için çalışabilir.

Ondokuzuncu asırda Türkiye’de yaşayan çeşitli etnik gruplar arasına milliyetçilik ve şuculuk buculuk fikirlerini sokan Yahudiler, misyonerler, Türkçü Kürt Ziya Gökalp’ler hakkında

ciddî ilmi derin çalışmalar

yapılmalıdır.

Militan Türkçüler, Türklere ve Türklüğe zarar verdiklerini bilsinler. Yine militan ve fanatik Kürtçüler de Kürtlerin iyiliği için çalışmadıklarının şuuruna varsınlar.

Osmanlı Türkleri en yüksek izzete milliyetçilik ve Türkçülük yapmadıkları asırlarda kavuşmuşlardır.

Müslüman Türklere, fanatik ve militan Sırpların milliyetçiliği gibi milliyetçilikler, kavmiyetçilikler yakışmaz.

Milliyetçilik, Türkçülük İslâm’ın yerini tutamaz. Tekin Alp (Moiz Kohen) kitabına “Kahrolsun Şeriat!” diye yazarken acaba neyi planlıyordu? Yahudilere hitaben bir kitap yazmış ve oraya

“Kahrolsun Musevî Şeriatı!”

diye bir bölüm koymuş olsaydı, bundan ırkdaşları ve dindaşları memnun kalırlar mıydı?

Müslüman bir Türk,

Salamon ben Moşe

diye sahte ve takma bir Yahudi adıyla “

Ey Yahudiler, Yahudicilik yapınız, Kahrolsun Musevî ahkâm-ı şer’iyesi”

yollu propagandalar yapsa, Yahudiler ne derler?

Yakın tarihimizde Müslüman Türklere bunca zokayı kimler yutturmuştur?

Bir ırk isminin sonuna

çilik, çülük eki

getirmekle o ırka, o halka iyilik edilmiş olmaz. Türkiye bir bütündür, onun içinde bulunan, yaşayan çeşitlilikler o bütünü korumakla mükelleftir.

Türkler Türkçülük, Kürtler Kürtçülük, Çerkesler Çerkesçilik yaparsa bu ülkenin bütünlüğünü, dirlik düzenini nasıl koruyacağız?

Bir ülkede yaşayan çeşitlilikler düşmanlık, rekabet, fitne fesat ile bir yere varamaz. Yapılacak iş hayırlı işlerde yarışmaktır. İlim, irfan, adam yetiştirme, sanat, kültür, ilmî araştırma, helâl ticaret, sosyal yardımlaşma… Bu sahalarda ve konularda müsabaka yapılmalıdır.

Yahudi çıkıyor, asıl ismini gizliyor, takma bir Oğuz Türkü adı ile Türkçülük yapıyor, Kahrolsun Şeriat diye bağırıyor. İnsan fazla tahsilli olmasa bile, bu işin içinde bir bityeniği olduğunu, bir dalavere bulunduğunu sezer ve anlar.

Başlangıçta Kürt grameri ve Kürt sözlüğü yazan Ziya Gökalp sonradan niçin Türkçü kesilmiştir?

Militan ve fanatik ırkçılık, kavmiyetçilik yaparak halkımıza ve vatanımıza zarar vermeyelim. Biz hepimiz Türkiyeliyiz, ülkemizin bölünüp parçalanmasına, halkımızın perişan olmasına yol açacak beyinsizliklerden kaçınalım. 11 Şubat 2001